MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
“Kurulan ile yıkılan Türk devletleri ulusal kültürün göz kamaştıran ufkundan doğmuştur. Türk tarihinde kopukluk yahut kesinti hiç olmamıştır. Kurulan her Türk devleti bir evvelki devletin temelleri üzerinde yükselmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ağaç kovuğundan çıkmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti fevkalâde kaidelerde inanılmaz azim ve uğraş ile tarih sahnesindeki yerini almıştır. Periyodun mebusları yaşasın Cumhuriyet sesleriyle adeta yeri göğü inletmişlerdir.
1923 yılının 29 Ekim’inde Cumhuriyet, 158 mebusun oyuyla kabul ve ilan edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğu ortasına çomak sokmak, duvar örmek, bariyer dikmek için fırsat kollayanlar içimize yuvalanmış gavur tortularıdır. Biz bu tortuları yeni yüzyılın sunduğu imkanlar dahilinde birer birer söküp atacağız.
Cumhuriyet devletin hal ve biçimi olduğu kadar uygulanan siyasi rejimin de ismidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile rejimin değiştiğini argüman edenler müfteriler korosudur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile idare hayatımızdaki boşluk dolmuş, kalıcı bir ıslahat yapılmıştır. Nasıl ki Cumhuriyet’ten dönüş yoksa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden de dönüş olmayacaktır. Millet kararını vermiştir. Demokrasiyi ağzından düşürmeyenlerin milletimizin tercihine tahammülsüzlük göstermesi maskeli despotluktur.
Hakimiyet-i ulusala kayıtsız kuralsız milletindir.
O günkü fikirlerim aynısıyla böyleydi. Kimsenin tereddüdü olmasın ki 14 yıl önce ne söylediysem gerisindeyim, altındaki imzaya da sahip çıkacak ahlaki tutarlılığı sonuna kadar gösteririm. Kısır çekişmelerin, bayağı ezberlerin, kelam ve siyasi cepheleşmelerin devlet siyasetine istikamet vermesi diye bir şey olamaz. Türk milletinin savunma çizgisinin son hududu Misak-ı Ulusal ile çizilmiştir. Bilinmelidir ki Misak-ı Ulusal ihlal edilemez bir egemenlik beyanıdır ve vakit aşımına tâbi değildir. Vatanımızı korumak, devletimizi müdafaa etmek, Anadolu topraklarına saplanıp kalarak yapılamaz. Şayet bu türlü olursa kademe kademe vatanımızı kaybederiz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu şuurla ülkemize yönelik tehlikeleri kaynağında bertaraf etmektedir ve mutlaka yalnız değildir. Kudüs inançta değilse, Gazze inançta değilse, Halep inançta değilse, Kerkük inançta değilse; soydaşlarımız ve kardeşlerimiz inançta değilse Ankara’nın güvenliğinden hiçbir akıl ve vicdan sahibi bahsedemeyecektir. Kadim devlet aklımız ve irademizle devrede olamazsak, siyasi ve diplomatik temasları, askeri caydırıcılıkla desteklemezsek Anadolu’da da misal şeylerle müsabakamız mümkündür.
Kısır çekişmeler devlet idaresine taraf veremez. Vatanımızı korumak Anadolu topraklarına sığınarak olmaz, bu türlü olursa vatanımızı kaybederiz. Kudüs, Gazze, Halep inançta değilse altını çiziyorum ki Ankara’nın güvenliğinden de bahsedilemez. Toplumsal medyadan yaptığım açıklamalar duymuş olduğum sorumluluğun tarifidir. MHP olarak davetimiz budur bugünden 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa Türkiye hızla devreye girmeli, gereği her neyse yapılmalıdır.
Gazze’yi muhafaza misyonu bize mirastır. Kudüs inançta değilse Ankara da inançta değildir.
O günden bugüne kadar takviye bildirileri kadar haksız tenkitler de tarafımca takip edilmiştir.
Bazıları şahsıma yönelik, ‘Önden siz buyrun’ diye alaycı bir üslupla karalama kampanyası yapmıştır. Hiç merak etmesinler devletim istesin, milletim takviye versin, kaideler o denli gerektirsin yola revan olmazsam namerdim.