Ticaret Bakanı Mehmet Muş, AK Parti İstanbul Vilayet Başkanlığı’nın “Yüz Yüze 100 Gün” projesi kapsamında, Pendik Velibaba Sanayi Sitesi’nde düzenlenen kahvaltı programında esnaf ve sanayicilerle bir ortaya geldi.
Mega kentlerde sanayi yeri üretme sorunu yaşanıyor
Burada konuşan Muş, İstanbul üzere mega kentlerde sanayi yeri üretme sıkıntısıyla karşılaşıldığını belirterek, “İstanbul’un yüzölçümü 5 bin 300 kilometrekare. Bunun yarısı orman. Geri kalan 2 bin 650 kilometrekare alan içerisinde İstanbul’un 15-16 milyon nüfusu var. 70’e yakın üniversitesi, hastaneleri, kamu binaları etraf yolları, parkları, sanayi alanları bütün hepsi bu alan içerisinde, bir de tarım yerleri var. Bu alan içerisinde sanayi alanı üretmekte ister istemez zorluklar yaşanabiliyor. Bu insanların yaşayabileceği konutu üretmek de ayrıyeten bir önemli yük. Bunları düşünerek elimizdeki imkanları seferber edeceğiz.” diye konuştu.
“Sanayi bölgeleri kuluçka merkezi üzere çalışacak”
Muş, sanayi bölgelerinin tam manasıyla kuluçka merkezi üzere çalıştığını bildirerek, şunları söyledi:
“O açıdan bizim için bir kıymeti var buraların. Türkiye üreterek, turizmle, hizmet ihracatıyla döviz girdisi sağlamaya çalışıyor. Bunun yanında Türkiye’nin tahminen bir o kadar da hizmet ihracatı kabiliyeti var. Sanayi kuruluşlarıyla alakalı ihracata gitmek isteyenlerle ilgili yaptığımız tespitlerden bir tanesi finansa erişimde sorun yaşıyor bu firmalar.”
“Türkiye kadar imalat kapasitesi olan çok fazla ülke yok”
Türkiye’nin imalatçı bir ülke olduğunu vurgulayan Muş, “Etrafına baktığınız vakit Türkiye kadar imalat kapasitesi olan çok fazla ülke yok. Ve bu yılki ihracat maksadımız 250 milyar dolar. Bu sayı imalattan geliyor, üretimden geliyor. Ve inşallah bu sayısı Türkiye yakalayacak. Hedefimiz bunun da biraz üzerine çıkmaya çalışmak. Zira gaye aslında revize edildi.” biçiminde konuştu.
“Çevrede yaşanan bütün gelişmelere karşın Türkiye önü açık bir ülke”
“Çevrede yaşanan bütün gelişmelere karşın Türkiye önü açık bir ülke. Zira Türkiye üretme kabiliyeti olan bir ülke. Hukuk nizamı olan, demokrasisi olan, şeffaf, açık bir ülke, açık bir toplum. Memleketler arası sistemle, dünyayla entegre olan, dünyayı yakından takip eden yahut kimi bahislerde dünyanın önünde giden bir ülke. İster istemez bugün yaşanan fiyatlardaki dalgalanmalar hepimizi etkiliyor.
Siz fiyat veriyorken sizi etkiliyor. Ham unsur alacağınız vakit etkiliyor fiyatlamada sorunlar yaşıyorsunuz. Bunun hepsinin farkındayız. Zira fiyatlarda önemli bir oynaklık kelam konusu.
Fiyatlardaki dalgalanmalar bir rasyonel yere oturacak
Fiyatların çok volatile olduğu bir periyottan geçiyoruz. Ve bu çok artışlar ister istemez sizin fiyatlamalarınızı da etkiliyor. Bu fiyatlardaki dalgalanmalar bir rasyonel yere oturacaktır. Dünyanın hiç görmediği bu güç fiyatlarındaki yükseliş bu türlü sürecektir diye bir durum yok. Bu türlü bir korku kelam konusu değil. Bunlar kesinlikle olması gereken düzeylerine ineceklerdir. Bu dalgalanma kesinlikle sonlanacaktır.”
“Türkiye’nin üreterek ve ihracat yaparak büyümesinden vazgeçmeyeceğiz”
Ayakları yere basan değerlendirmeler yapılması gerektiğini belirten Muş, “Türkiye’nin üreterek ve ihracat yaparak büyümesinden vazgeçmeyeceğiz. Ekonomilerde bu dönüşüm kolay olmuyor. İster istemez bu dönüşümlere girdiğiniz vakit birtakım dilek etmediğiniz gelişmeler olabiliyor.
Ama gitmek istediğiniz amaca ulaştığınızda bunların hepsi geride kalacaktır. 2000’lerin başında stabil bir dünya vardı. Şu an o durumda mıyız? Hayır değiliz. Bu kaideler altında Türkiye bu süreçleri yönetiyor.
Dünya son 40 yılın en yüksek fiyat artışlarını yaşıyor
Dünya son 40 yılın en yüksek fiyat artışlarını yaşıyor. Bu ister istemez herkesin canını yakıyor. Bütün ülkelerin canını yakıyor.” dedi.
“Enerji muhtaçlığına ödenen ölçü arttı”
Muş, hükümetin olabildiğince önlem aldığına vurgu yaparak, “Türkiye’de üreterek, bu cari açık sorununu de vatandaşın gündeminden kalıcı olarak çıkaracağız. Bugün Türkiye’de güvenlik sorunu yeterli bir noktaya getirildi. Türkiye’nin ortalama güç gereksinimi 35-40 milyar dolardı. Geçen sene 51 milyar dolar ödedik. Yaklaşık yüzde 25 üstünde. Bu yılki sayı 100 milyar dolar. Olağanda yapılan planlamada Türkiye esasen cari fazla veriyordu. Lakin bu ek gücün bu kadar artışı cari açıkta sorun oluşturuyor. Faturalar o denli geldi ki münasebetiyle ister istemez bizim makro dengemizde beklentimizin üstünde bir sayı oluştu.”
