Yüz felci, “fasiyal sinir” olarak isimlendirilen yüz sonunun değişik nedenlere bağlı etkilenmesi sonucu tek taraflı yüzün mimik kaybı olarak söz ediliyor. Fasiyal hudut yüzün mimik hareketlerinin yapılmasının yanı sıra konuşma, yemek yeme, su içme, gülme, ağlama hareketlerinde misyonu olan kasların çalışmasını ve ayrıyeten göz yaşı bezi, tükürük bezlerinin çalışmasını ve lisanın bir kısmının tat duyusunu sağlıyor. Yüz felçleri hakkında açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Dr. Gülten Özdemir, temelde iki yüz felci çeşidi olduğunu söyleyerek, “Bunlar; periferik yüz felci ve santral yüz felcidir. Toplumda en sık bilineni bell palsi denen periferik fasiyal paralizidir” biçiminde konuştu. Fasiyal hudut çekirdeğinin beyin sapında yer aldığını söyleyen Dr. Özdemir şu sözleri kullandı: “Beyin sapında bulunan bu fasiyal çekirdeğin üst kısmında olan; yani beyinle beyin sapı ortasında etkilenmelerde santral yüz felci ortaya çıkar. Beyinle beyin sapı ortasındaki yüz felci nedenleri nöroloji tarafından incelenir ve tedavi edilir. Çekirdekte ve yüze gelene kadar devam eden hudut trasesi boyunca olan etkilenmelerde gelişen duruma ise periferik yüz felci denir. Her iki yüz felcinin meydana gelme nedeni ve klinik bulguları birbirinden farklıdır. Santral yüz felci nedenleri daha çok beyin damar tıkanıklıkları, beyin kanamaları, beyindeki bir enfeksiyon yahut beyin tümörleridir. Periferik yüz felci ise yüzün bir tarafındaki kasları yöneten sonun felç olması ile o taraftaki kasların kuvvetsizliğine bağlı olarak tıpkı taraftaki kaşını kaldıramama, gözünü kapatamama, ağız köşesinin sağlam yüz tarafına gerçek kayması ve tüm bu nedenlerle asimetrik yüz görünümüne neden olarak yüz tabirinde ve mimik hareketlerde bozulma olmasıdır.
Tat duyusu bozukluğu olabilir
Ayrıca tek beğenilen ve ağızda kuruluk, birtakım hastalarda tat duyusu bozukluğu ve nadiren seslerin çok duyulması (hiperakuzi) de eklenebilir. Periferik yüz felci belirtileri saatler içinde ortaya çıkabilir, felç başlamadan evvel bilhassa birebir taraf kulak gerisine yayılan ağrı şikayetleri de var olabilir. Bell palsinin nedeni ekseriyetle ortaya konamaz ise de soğuk algınlığı ve viral etkenler en çok suçlanmaktadır.” Yüz felcinin düşünüldüğünden daha yaygın görülen bir bozukluk olduğunu belirten Beykent Üniversitesi Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Gülten Özdemir, “Sadece değişen çok sayıda etiyolojiye sahiptir. En yaygın yüz felci nedenleri; bell palsi ve travma iken, tümörler ve konjenital anomaliler ise az nedenleri arasındadır” dedi. “Cereyenda kalmayın” “Periferik yüz felcinin kış aylarında soğuk havaların tesiriyle arttığı daha çok viral enfeksiyonların neden olduğunu bildiren çalışmalar vardır” diyen Dr. Özdemir, “Sıcak yaz günlerinde ise açılan klimanın ve otomobil ile seyahat ederken açılan camdan yüzün yalnızca bir bölgesine ağırlaşan soğuk havanın ya da açık iki cam, kapı ortasında cereyanda kalmanın yüz felcine neden olduğu biliniyor” tabirlerini kullandı.
Yüz felcinin tedavisi Yüz felcinin tedavisi hakkında bilgilendiren Dr. Özdemir, “Yüz felci tedavisi, yaklaşık bir aylık vakit dilimi içinde kortizon üzere ödem çözücü ilaçlarla ve viral enfeksiyon kuşkusu durumunda antiviral ilaçlarla, bakteriyal enfeksiyon kuşkusu durumunda antibiyotik tedavisi ve B vitamini desteği ile birlikte fizik tedaviye de başlanarak yüz felci tedavi edilmektedir. Gece yatarken yapay gözyaşı damlaları ve göz bandı kullanmak kornea hasarını önlemede yaralıdır. İlaç tedavisi ile birlikte felçli tarafa masaj, sıcak uygulaması, yüz kaslarını çalıştıracak antrenmanlar ve birebir tarafla sakız çiğnemenin hastalarda rahatlamaya yol açmaktadır” dedi. Yüz felci geçirmemek için özellikte yaz aylarında direkt klimanın önünde uzun mühlet durulmaması gerektiğinin altını çizen Dr. Özdemir, “Terli terli çok soğuk su ya da dondurma yenilmemesi, araç kullanırken camların karşılıklı açık bırakılmaması, ya da karşılıklı açık olan kapı ve pencere ortasında kalınmaması, kış aylarında soğuk havalarda atkı, kaşkol bere kullanılması, bere ve atkının bilhassa kulakları ve alını tam kapatması önerilmektedir” diye konuştu.
