Son yıllarda memleketler arası medya ve sivil toplum kuruluşlarının, Yunan yetkililerce gerçekleştirilen yasa dışı geri itmelere ait yüzlerce durum rapor ettiğini aktaran Eleftheriadis, bu raporların mevcut hükümet 2019’da misyona gelmeden evvel görülmeye başladığına ve Mart 2020’den itibaren de sayılarının arttığına dikkati çekti.
Eleftheriadis, Meriç hududunda şiddete maruz kalan sistemsiz göçmenlere ait raporlar bulunduğunu, Ege’de ise Yunan kıyı güvenlik ünitelerinin, içlerinde çocukların da bulunduğu göçmen kümeleri hayatlarını tehlikeye atacak biçimde Türkiye kıyılarına gerçek ittiğine ait göçmenlere ilişkin tezlerin ve bunları destekleyen görüntü ve fotoğrafların bulunduğunu kaydetti.
Yunan hükümetinin tüm bu raporların yanlış ve Türkiye’ye ilişkin bir propaganda eseri olduğunu ileri sürdüğünü belirten Eleftheriadis, olayların Yunan yargı sistemince gereğince araştırılmadığını savundu.
Eleftheriadis, milletlerarası kurumların Yunanistan’a bu hususta yaptığı ihtarları hatırlatarak, şu sözleri kullandı:
“Hükümet, en kıdemli savcılarından geri itme argümanlarına ait mümkün olan en geniş soruşturmayı açmalarını istemelidir. Savcılara, Türkiye’deki şahitlerle görüşmek için kaynak sağlamalıdır.”
Hükümetin göçmenleri “güvenlik tehdidi” olarak tanımlamayı durdurmasını isteyen Eleftheriadis, “Aile ve çocukların bir güvenlik tehdidi olduğu argümanı büsbütün temelsizdir, kimseye bir ziyanları yok. Daha da fazlası, Yunan anayasası altında hakları var.” değerlendirmesinde bulundu.
