Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Sinsi hücumların son mermisi de ekonomimize sıkıldı fakat hesap edilmeyen bir durum ortaya çıktı. Bize kurulan tuzaklara karşı verdiğimiz uğraş bizi daha güçlü kıldı” dedi.
Erdoğan, İştirak Finans Strateji Evrakı Tanıtım Toplantısı’nda konuştu, atılacak adımlarla ilgili değerlendirmeler yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının ve savaşın tetiklediği güç ve emtia fiyatlarındaki artışın derinleştirdiği global ekonomik krizin, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ekonomileri derinden etkilediği bir periyottan geçildiğini söyledi.
MÜCADELE BİZİ GÜÇLÜ KILDI
Küresel krizlerin gerisinin kesilmediği son yıllarda Türkiye’nin uzunca bir müddettir yaşadığı siyasi ve ekonomik badirelerden elde ettiği deneyimle kendini öbür ülkelerden ayrıştırdığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Açık konuşmak gerekirse birileri son 8-9 yıldır Türkiye’yi yönetilebilir olmaktan çıkarmak için kumpastan darbeye her yolu denediler. Bu sinsi taarruzların son mermisi de ekonomimize sıkıldı fakat hesap edilmeyen bir durum ortaya çıktı. Bize kurulan tuzaklara karşı verdiğimiz çaba bizi daha güçlü kıldı.”
ENFLASYONUN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ
“Buna karşılık dünyadaki beklenmedik krizler bize bu tuzakları kuranların tüm zaaflarını ve zayıflıklarını açığa çıkardı. Global gelişmelerin tesiriyle bir müddettir tesirini hissettiğimiz enflasyon sorununun de üstesinden gelerek, inşallah ‘Türkiye yüzyılı’nı daima birlikte inşa edeceğiz. Natürel bu ortada global ekonomik kriz, daima yeni sıkıntılara da yol açarak dünyayı kasıp kavurmayı sürdürüyor.”
EN ÇOK FİNANS KESİMİ ETKİLENDİ
“Yaşanan problemlerin en çok etkilediği alanların başında ise finans bölümü geliyor. Esasen finans sisteminin bunun ötesinde problemleri, çarpıklıklar, çıkmazları da vardır. Daha açık bir sözle temel vazifesi tasarrufları gerçek yatırımlara yönlendirerek ekonomik büyümenin lokomotifi olması gereken finansal sistem, artık bu vazifesini yerine getiremiyor. Geldiğimiz noktada finans sisteminin üretimi ve ticareti beslediği bir ekonomik tertibin yerini adeta tüm başka kesimlerin finans dalını beslediği sıhhatsiz ve sürdürülemez bir yapı almıştır.”
Katılım bankası yerine iştirak finans kurumu
Katılım Finans Sistemi’nin iktisatta gayelere ulaşmak için çok daha aktif katkıda bulunacağına inandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Üzüntüyle belirtmek isterim ki iştirak finans, finansal sistem içerisinde hak ettiği yerin ve potansiyelin hala çok gerisindedir. Bu tabloyu değiştirmek için hükümet olarak İştirak Finans Sistemi’nin gelişmesi ve finansal sistemdeki hissesinin artırılması hedefiyle çok değerli siyasetleri devreye aldık. Kalkınma planlarımız ve orta vadeli programlarımız başta olmak üzere tüm kamu strateji dokümanlarımızda, iştirak finansı öncelikli alanlardan biri olarak belirledik. Bu kapsamda da birçok hareketi uygulamaya geçirmeye başladık. İştirak finansın, finansal sistem içerisinde hak ettiği yere gelmesi için üzerimize düşen sorumlulukları bundan sonra da ifa etmeyi sürdüreceğiz.”
ÇÖZÜM YOLLARINI BELİRLEMELİYİZ
”Tam da bu noktada değerli bir bahsin altını çizmek istiyorum. Türkiye üzere, insanların dini hassasiyetlerinin yüksek olduğu bir ülkede İştirak Finans Sistemi’nin potansiyelinin gerisinde kalmasının sebeplerini yanlışsız tespit etmeli, tahlil yollarını da ona nazaran belirlemeliyiz. İştirak finans kuruluşlarının bankalardan bir farkı olmadığına ait genel bir algı toplumumuzda yer etmiş durumdadır. Bu algıyı dönüştürmenin birinci adımı, hala kullanılan, bunun altını çiziyorum, ‘Katılım bankası’ isminin ‘Katılım finans kurumu’ formunda değiştirilmesi olabilir. Yalnızca bu isim değişikliği bile, iştirak finans kurumlarıyla bankaları toplum nezdinde ayrıştırmaya başlayacaktır. Bu adımı iştirak finans araçlarıyla bankacılık sistemi araçları ortasındaki maksat ve formül farklarının sade ve tesirli bir biçimde anlatılması izleyebilir. Bu sıkıntının de çözülmesiyle iştirak bankalarının süratli bir büyüme sürecine gireceğine inanıyorum.”
Üzerimize düşeni yapıyoruz
İtici gücümüz kamu bankaları
Dünyada yeni bir finansal mimari arayışının giderek sürat kazandığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Dolayısıyla global finansal mimarinin insanı, ahlakı, üretimi ve paylaşımı temel aldığı yeni bir model önerisi geliştirilmesi kaidedir. Biz de artık sürdürülemez hale gelen mevcut finansal yapıya alternatif, yeni bir finansal mimari inşa edecek çalışmalara her türlü dayanağı veriyoruz, vermeyi sürdüreceğiz. Türkiye’de ve dünyada yeni finansal mimarinin en değerli aktörlerinden bir tanesi olmaya aday iştirak finansın yıldızı, risk paylaşımı, varlığa dayalı olması ve ahlaki vurgularıyla giderek daha çok parlamaktadır. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemiz her alanda olduğu üzere finansal sistemin geliştirilmesi, istikrarın sağlanması ve eser çeşitliliğinin artırılması konusunda da değerli yol katetmiştir. Global birçok krizden ve finans sistemimize yönelik hücumlardan alnının akıyla çıkan kamu bankalarımız, bu yeni sistemin de itici gücü olmuştur. Gerçekten Türkiye İktisat Modeli’nin muvaffakiyete ulaşmasında finansal sistemimizdeki alternatif araçlarda ve eser çeşitliliğinde yaşanan gelişmenin büyük hissesi vardır. İktisat modelimizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlaya dayalı büyüme stratejisinin sac ayaklarını oluştururken bu imkanlardan en geniş halde istifade ettik.”
Dünya 2008’den dersini almadı
