Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) mesken sahipliğinde, Parlamentolar Ortası Birlik (PAB) ile ortaklaşa düzenlenen Global Parlamenter Göç Konferansı bugün de devam etti.
Şişli’deki bir otelde düzenlenen konferansta, farklı ülkelerden temsilciler göç ile ilgili meseleleri ve tahlilleri konuştu. Bugün de, ‘Dünyada En Fazla Yerinden Edilmiş İnsan Barındıran Ülke Olarak Türkiye Tecrübesi’ başlıklı panel düzenlendi.
Panelin moderatörlüğünü PAB Türk Kümesi Lideri Ravza Kavakçı yaptı. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmai Çataklı, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı Memleketler arası İşgücü Genel Müdürü Sadettin Akyıl, Cumhurbaşkanlığı Toplumsal Siyasetler Şurası Üyesi ve Türk Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Bayan, Aile, Eğitim ve Toplumsal Hizmetler Daire Lideri Abdullah Aksoy ve İHH İnsani Yardım Vakfı Lider Yardımcısı Hüseyin Oruç da panele katıldı.
“SINIRLARI GÜZEL TUTARAK SIKINTIYI ÇÖZEBİLECEKLERİNİ ZANNEDİYORLAR”
Panelde konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “Göçe bakışla ilgili genel bir sorun olduğunu düşünenlerdenim. Tarih uzunluğu da dünyayı büyük oranda göçler şekillendirmiştir. Göç hayatın kesimi. Yapılması gereken, tarihin her periyodunda olmuş bu olguya hakikat bakışla tahliller aramak lazım. Türkiye olarak diyoruz ki, birincisi göç sıkıntısında işin kaynağına odaklanalım. Kaynağında sıkıntılara tahliller arayalım. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü diye kimi ülkelere, birtakım ülkeler gitti tabir yerindeyse züccaciye dükkanına girmiş fil üzere her tarafı yıktı, döndüğünde dünyada beşerler kimi ülkelerde Saddam üzere bir zalimi bile arar hale geldiler. Kaynağında sıkıntıları çözmek nasıl olacak? Birincisi sorunun kaynağı kendimiz olmayacağız. Sorunun kaynağı kendimiz değilsek o sorunu orada çözebilmek için çaba edeceğiz” dedi.
“GÜVENLİĞİ OLMAYAN İNSANLARA ÜLKEMİZ KAPILARINI AÇTI”
4 milyonun üzerinde beşere Türkiye’nin mesken sahipliği yaptığını hatırlatan Çataklı, “Kapınıza dayanmış olan, yardıma muhtaç olan bulunduğu ülkede güvenliği olmayan insanlara ülkemiz kapısını açtı ve insani bir muamele gösterdi. Birilerinin yaptığı üzere botlarını batırmadık, üzerlerine asit döküp yakmaya kalkmadık. Onlar kurşunlamadık, çelme atmadık. Soğuk kış günleri donarak ölsünler diye ırmağa ya da Ege’nin sularına itmedik. 4 milyonun üzerinde beşere 11 yıla yaklaşıyor konut sahipliği yapıyoruz. Bunu yaparken de onların gerek eğitim sisteminden istifadeleri, gerek sıhhate erişimleri, gerek temel gereksinimlerinin karşılanması için ağır uğraş Şu ana kadar yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Suriye’ye Türkiye’nin operasyonlarla güvenliğini sağladığı bölgelere 507 bin Suriyeli istekli geri dönüş yaptı” dedi.
“BİR MİLYON SURİYELİ’NİN GERİ DÖNÜŞÜNÜ SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Çataklı, “En son Sayın Cumhurbaşkanımızın da kamuoyuna duyurduğu bir çalışmayla milletlerarası kimi yardım kuruluşlarının takviyesiyle bir milyon Suriyeli’nin geri dönüşünü sağlamayı hedefliyoruz. Bu çerçevede 13 bölgede yerleşim alanları kurulacak ve içlerinde yalnızca konutlar değil, ticarethaneler, öbür toplumsal yerler, idare merkezleri bulunacak. Bu bölgelerden de 3 adedinin bütün ayrıntı projeleri hazırlandı. En yakın vakitte inşaatı başlayacak. Biz daima söylüyoruz istekli, onurlu ve inançlı bir halde bu insanların kendi ülkelerine, yurtlarına dönmeleri lazım. Bunun için onlara hayatlarını sürdürecek bir atmosfer oluşturmak için de ağır bir eforun çabanın içerisindeyiz” tabirlerini kullandı.
“DÜNYADAN İSTEĞİMİZ 3 ŞEY”
Çataklı kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Eğer biz batının yaptığı üzere göç problemini yalnızca hudut idaresinden ibaret sayarsak, Frontex dahil, hudut birlikleri, hudut idaresinden sorumlu kurumlar, şahıslar eliyle giriş çıkışları denetim etmekten ibaret sayarsak çok uzun bir gelecekte değil, ön görülebilir bir gelecekte batının, gelişmiş ülkelerin çok daha büyük göçmen sıkıntılarıyla karşı karşıya kalmaları kaçınılmazdır. Bunun kaçarı yok. Bütün dünyadan bizim isteğimiz 3 şey var.
Bir tanesi kaynak ülkelerde meselelere yol açmayın, açtığınız problemleri çözün, orada tahlile takviye olun.
İki, insanca muamele edin. Çok kolay, insanca. Hukukun üstünlüğü, yaşama hakkı, demokrasi. Bunlar yalnızca Avrupa’da yaşayanlar için mi? Avrupa dışından birisi size yöneldiği vakit bu kavramların hepsi rafa mı kaldırılması gerekiyor.
Üçüncüsü, yük paylaşın. Uzakta oturup ‘çok düzgün yapıyorsunuz, aferin’ demenizi kimse beklemiyor. Başta kendinizin sebep olduğu meseleler olmak üzere sorumluluk alın, yük paylaşın. Beşerler kendi bulundukları yerlerde huzur içinde yaşasınlar. Kimse sizin kapılarınızı açın milyonlar size gelsin diye bir sıkıntısı yok. Sorun açmayın, açtığınız sıkıntıları çözün ve var olan sıkıntıların tahliline dayanak olun.”
