İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul Caz Şenliği, cazın ve cazın sözcük manasının sonlarını zorladı. Şenliği geride bıraktığımız bugünlerde, tertibin müziğe nasıl tesirleri olduğunu, 1994 yılından bugüne cazın yanı sıra rock, pop, blues, reggae, new age ve öbür müzik tiplerini de kucaklamasıyla öne çıkan İstanbul Caz Festivali’nin 2018’den bu yana şenliğin yöneticiliğini üstlenen Harun İzer ile konuştuk.
– İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 29. İstanbul Caz Şenliği #bizibuluşturanfestival sloganıyla duyuruldu. Şenliğe bu yılki ilgiyi nasıl buldunuz?
Bizi buluşturan şenlik sloganı ile duyurduğumuz bu yılki İstanbul Caz Şenliği programında birbirinden hoş konserler ve isimler yer aldı. Aslında bu sloganın öyküsünü de burada kısaca anlatmak isterim: Bu yıl afişimizi ünlü karikatürist Kutlukan Perker çizdi, kendisi ile birinci konuştuğumuzda daha çok şenlik seyircisine odaklanan bir konsept üzerinde anlaşmıştık. Kendisi bu çizimle gelince aklımıza birinci bu hoş slogan geldi. Bu yıl şenliğin en büyük yeri, tıpkı vakitte İstanbul’un en hoş sahnelerinden biri olan Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde Melody Gardot, Dianne Reeves, John McLaughlin & The 4th Dimension üzere başarılı ve usta isimlerin konserlerini gerçekleştirdik. Türkiye’den tanınan isimlerin de özel kimi projelerine şenlikte birinci defa yer vereceğiz. Kalben, konukları ile Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde birinci konserini verdi. Teoman ise “Koyu Antoloji” albümünü şenliğe özel kurguyla birinci kere sahneye şenliğimizde taşıyor. Bu yılın bir değerli özelliği de, şenlik sponsorumuz ile birlikteliğimizin 25. yılı olması, bu bizim için çok kıymetli. Doğal T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız da yıllardır İKSV’nin öteki etkinliklerini olduğu üzere şenliğimizi de destekliyor, kendilerine buradan teşekkür etmek isterim.
GÜZELLİKLERİ SUNDUK
– Esaslı şenlik yerlerinin yanı sıra bu sene cazın sesi parklara ve sokaklara yayıldı. “Caz müzisyenlerin müziğidir” algısı sizce bu etkinliklerle kırılıyor diyebilir miyiz?
Bu ifadeyi çok duyar oldum, aslında çok da katıldığım bir tabir değil. Caz müzikal bir formül sunuyor daha çok, herkes bu formülle birbirinden hoş müzikler yapabilir. Tıpkı vakitte farklı müzik gelenekleri de bu formülden kendine bir şey bulabilir. Bu türlü çok örnek var, İtalyan cazı başka bir usul, Avrupa cazı farklı. Anadolu cazı diye de bir alan var bence, Erkan Oğur’dan Tigran Hamasyan’a, oradan Avishai Cohen’e uzanan bu coğrafyanın tınıları ile oluşan bir caz tipi bu da. Biz şenlikte cazın bütün bu farklı açılımlarını, kitlelere ulaşabilen istikametini ve hoşluklarını sunmaya çalışıyoruz. Bu yılın birinci “Parklarda Caz Konserleri”ni Almanya’dan çok başarılı bir küme, Botticelli Baby yaptı. Öteki taraftan +1’li Gece Gezmesi bizim şenliği daha farklı seslere açtığımız kısım, burada şimdiki, alternatif müzik kümeleri da yer alıyor, lokal müziği geleceğe taşıyan yeni isimler de. Ayyuka, Hey! Douglas, Cümbüş Cemaat, Ahmet Ali Arslan, Simge Pınar üzere isimler var.
SINIRLI DEĞİLİZ
– Bu yıl geçmiş yıllarda caz sahnesinde görmediğimiz bir ismi seçkinizde ağırlıyorsunuz. Teoman, şenliğe özel bir konserle konuk oluyor ve 26 müziğini bir ortaya getirdiği “Koyu Antoloji” projesi ile Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alan isimlerden biri oluyor. Bu projeden biraz bahsedebilir misiniz?
Bizim şenlik bu açıdan meşhurdur, aslında başlangıç noktamız caz lakin kendimizi bununla da sonlu hissetmiyoruz. Yeni, yenilikçi, farklı bir şeyler denemek isteyen herkese bu şenlikte yer var. Teoman, Türkiye’de tanınan müziğin son 20 yılına damgasını vurmuş bir isim. Birinci çıktığında alternatif bir isim olarak görüldü, 2000’li yılların başında bu alandaki bir küme yeni sanatçı ortasından parlayarak yükseldi. Kelamları ve tabiri ile her vakit kendini başkalarından ayrıştırmayı bildi, son periyotlarda de farklı işleri ile kendisinden bahsettiriyor. Bu proje için kendisiyle görüştüğümüzde bu yeni projelerinden “Koyu Antoloji”nin şimdi hiç konserini yapmadığını, o projeyi sahneye taşımak istediğini belirtti, biz de bu tarafta birlikte çalışmaya başladık. Kelamların ve müziğin biraz daha öne çıktığı, sanatkarın iç dünyasını bizlere biraz daha açtığı, bir yandan koyu ve melankolik, öbür taraftan samimi ve sıcak bir konser olacağını düşünüyorum. Teoman, bundan sonra da sıklıkla olmasa da bu konseptte işler yapacağını söyledi, bizim için de burada bir birincisi gerçekleştirmek çok bedelli.
– Bu sene şenlik takipçilerini, müzisyenleri ve Tik Tok kullanıcılarını bir ortaya getirdiniz. Günümüzde müzik ve yeni müzisyen keşfinin en tanınan alanlarından TikTok ile cazın kesişimini nasıl yorumluyorsunuz?
Tik Tok projesi bu yıla özel ve birinci sefer gerçekleştirdiğimiz bir konsept. Dijital dünya müzisyenler için çok yeni imkânlar açıyor. Olağan ki bunları direkt düzgün yahut berbat diye tanımlamak mümkün değil, kimileri güzel, kimi müzisyenler için yararlı, kimileri için o kadar değil. Ancak bilhassa genç nesil müzisyenler bu dünyanın içinde doğuyorlar. Hasebiyle bu yetenekleri de ortamıza katmak istiyoruz.
