Uzmanlar, toplumda giderek artan antidepresan kullanımına ait değerlendirmede bulundu.
Bütün toplumlarda psikiyatrik rahatsızlıkların giderek arttığını ve çeşitlendiğini söz eden uzmanlar, “Depresyon toplumda en sık görülen psikiyatrik hastalıktır. Bayanlarda erkeklerden iki kat daha fazla sıklıkta görülür. 17-25 yaş aralığında görülme oranı daha da yüksektir. Depresyona korku bozukluklarını da eklediğimizde antidepresan ilaçların kullanımındaki artışı anlayabiliriz. Son yıllarda Covid-19 pandemisi ve yarattığı sosyoekonomik aksiliklerin tesiriyle ruhsal hastalıklarda önemli bir artış yaşanmaktadır. Klinik pratikte, ayaktan polikliniklere müracaatta ve yatış gerektiren hastalık tablolarında artış görülmektedir. Maalesef genç, ergen, ileri ve tüm yaş kümelerinde bir artış mevcuttur.” dedi.
Yıldan yıla antidepresan kullanımı artıyor
Yapılan resmi açıklamalara nazaran ülkemizde 2019 yılında antidepresan satışlarının yaklaşık 50 milyon kutuyken bu satışın 2020’de 55 milyon, 2021’de ise 60 milyon kutuya dayandığını tabir eden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Antidepresan satışlarının artmasında Covid 19 pandemisi tüm dünyada kıymetli bir faktördür. Tüm dünyada yapılan araştırmalar, depresyon ve telaş bozukluğu hastalıklarında 3-4 kat artış olduğunu ortaya koymaktadır. Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan antidepresan kümesi ilaçların satışlarında da artış var. Bizim ülkemizde de bu duruma paralel olarak bu türlü bir artış kelam bahsidir.” dedi.
Antidepresanlar tabip denetiminde kullanılmalıdır
Antidepresan kullanımının bir psikiyatri uzmanının yanlışsız tanıyı koyması ve hekim denetiminde kişinin hayatına girmesi gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Kişi kendi kendine etraftan duyarak antidepresan kullanımına başlamamalıdır. Uzman denetimi olmadan antidepresan kullanmak önemli olumsuz sonuçlar doğurabilir. Karaciğer ile ilgili sorunlar, kalp ritim meseleleri, böbrek işlevlerinde meseleler, kan tablosunda bozulmalar, duygudurum dalgalanmaları, hipomani-mani dediğimiz duygudurum yükselmesi yani iki uçlu duygudurum bozukluğu belirtileri ortaya çıkabilir.” ikazında bulundu.
Antidepresan satışlarıyla ilgili olarak son yıllarda önemli bir denetim sistemi kurulduğunu tabir eden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Artık reçetesiz ilaç satılmıyor. Lakin reçetesiz alıp kullanan bireyler hala oluyor. Bu durumu doğal ki onaylamıyoruz. Antidepresan ilaçlar başka tüm ilaçlar üzere olumlu tesirlerinin yanında yan tesirleri de bulunabilen ilaçlardır. Hasebiyle kesinlikle hekimin teklifiyle tabibin reçetesiyle kullanımına başlanmalı ve kullanım müddeti boyunca da hekim, ilacın tesiri ve yan tesirini çok nizamlı bir biçimde takip etmelidir.” dedi.
Tek tahlil antidepresan değildir
“Kaygı bozuklukları ve depresyon için tek tahlil antidepresan değildir” diyen Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, Psikoterapi dayanağının de hastalığın şiddetine nazaran birincil tedavi yolu ya da ilaca ek olarak uygulanmasının tedavinin muvaffakiyetini artırdığını, hastalığın tekrarlama riskini düşürdüğünü söyledi.
Değer verilen insanların kişinin hayatında olması önemli
Ruh sıhhati ve ruhsal güzel oluşun alınacak birtakım tedbirlerle mümkün olabileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Hayatınızda seçtiğiniz paha verdiğiniz insanların olması ve onlarla alakanızın olması, kendinize vakit ayırmanız ve toplumsal hayatın canlı olması, gün ışığından yararlanmak, spor yapmak, sağlıklı beslenmek, uyku nizamına dikkat etmek, hayli değerlidir.” tavsiyesinde bulundu.
