Ege’de Türkiye’ye yönelik hava ve denizde tacizlerini ağırlaştıran, Girit’te konuşlu S-300 sistemini aktive ederek, Türk F-16’larına radar kilidi atan Yunanistan, gerçek niyetini Batılı ülkelere ve memleketler arası kurumlara gönderdiği mektupla ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’a haddini bildiren ve tacizkar tavrını devam etmesi halinde sonuçlarından sorumlu olacağına yönelik açıklama sonrasında kriz için fırsat kollayan Miçotakis idaresi temelsiz argümanlarla dolu bir mektup kaleme aldı. Mektup, Atina’nın Türkiye’yi kışkırtarak, memleketler arası seviyede takviye toplamayı hedeflediğini gösteren apaçık bir kanıt niteliğinde. Politico internet sitesinin haberine nazaran, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias imzasıyla gönderilen son mektupta, çarpıtmalara yer verilerek, Türkiye’ye karşı Batılı ülke ve kurumlardan takviye talep edilirken, aksi halde Avrupa yeni bir savaşla tehdit ediliyor.
SKANDALLARLA DOLU SATIRLAR
Yunanistan, son şikayet mektuplarında skandal sözlere imza attı. Mektupta üstü kapalı biçimde, Avrupa’yı “yeni bir Ukrayna” riskiyle tehdit edildiği görüldü. Erdoğan’ın kelamlarını “Yunan halkına yönelik kabul edilemez tehdit” olarak çarpıtan Atina idaresi, memleketler arası kurumlardan derhal Türkiye’yi kınamalarını istedi. Mektupta, “Bunu vaktinde yapmamak ve durumun ciddiyetini hafife almak, bizi kıtamızda yaşanan misal bir olayı yine yaşama tehlikesiyle karşı karşıya getirir. Bu hiçbirimizin görmek istemeyeceği bir şey” sözleriyle Türkiye adeta gaye gösterildi.
NATO AYMAZLIĞI
Yunan Bakan Dendias, mektupta Türkiye’deki seçimlere de değinerek Erdoğan’ın kelamlarının seçim öncesi iç siyasete yönelik olduğu tezinin da yanlışsız olmadığını düşündüklerini belirtti. Dendias, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e hitaben yazdığı mektupta da, “Türkiye’nin hali, NATO’nun birliğini ve uyumluluğunu istikrarsızlaştıran ve kriz vaktinde Birliğin güney kanadını zayıflatan bir etmendir” sözlerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİNDEN RAHATSIZ
Atina’nın, son olarak tahıl muahedesiyle milletlerarası diplomaside doruğa çıkan ve nüfuz alanını genişleten Türkiye’nin tesirinden rahatsız olduğu biliniyor. Miçotakis idaresinin, Türkiye’nin yalnızca Batı’da değil öbür bölgelerde de artan diplomatik tesirini baltalamak ve Batı nezdinde kendine takviye kazanmak hedefiyle, Ege’de ucu tehlikeli gelişmelere varabilecek taciz ve tansiyon stratejisinin dozajını artırma siyasetini yürürlüğe koyduğu değerlendiriliyordu. Son gelişmeler bu değerlendirmenin doğruluğunu ortaya koydu.
